Biz kadınlar sürekli hayatımızın yolunda gitmediğinden yakınırız ve duruma sebep olarak da çoğunlukla kendimize yükleniriz. Sürekli bir nedenden dolayı yetersiz olduğumuzu kendimize sürekli olarak söyleriz ve belli bir zaman sonra kendimizi çoğu konuda yetersiz ve aşağı görürüz.
Erkeklerden farklı olarak dış görünüşümüzle kendimizi iyi hissetme halimiz doğru orantılı bir şekilde ilerler. Kendimizi güzel hissettiğimizde özgüvenimiz de aynı oranda tavan yapar ya da aşağılara düşer. Bu bir bakıma kendimizi toparlamanın yollarını düşünmek açısından bize kolaylık sağlar bir bakımdan da bizi büyük çıkmazlara sürükler.
Estetik cerrahinin gelişmediği eski yıllarda işimiz biraz daha kolaydı fakat şimdi biz kadınların o kadar çok geniş bir yelpazede düşüneceği seçenek var ki bunlar arasında kaybolup kendimizi yeniden yaratmamızın yanında eski güzelliğimizi mahvetmek de mümkün.
Çağımızda her şeye rahatlıkla ulaşabiliyoruz ve bu da bizi doyumsuz yapmaya yetiyor ve artıyor bile. Söz konusu kendimiz olunca daha da istekli oluyoruz ve güzelleşmek uğruna sağlığımızı tehlikeye atabiliyoruz. Günümüzde ünlü ve güzel birçok bayanın kendini estetikle nasıl kötü bir hale getirdiğine şahit olmuşsunuzdur.
Peki nereden geliyor bu ölümüne güzelleşme isteği? İşe sadece kadınların tarafından da bakmak yanlış. Artık estetik çılgınlığı erkekler arasında da bir hayli yaygın. Bu estetik isteğinin altında kendine güvensizliğin yattığı aşikar. Kişisel görüşlere çok fazla kulak asıp beğendiğimiz bölgelerimize bile şüpheyle bakmaya başlayabiliyoruz. Örneğin kalçalarının yuvarlaklığını seven bir kadın çevrenin etkisiyle birden büyük bir bunalıma düşebiliyor.
Söz konusu dış görünüşümüz olduğunda sadece kendi fikirlerimize değer vermekte fayda var. Kimsenin görüşleri sizin görüşleriniz kadar önemli değil ve doğuştan getirdiğiniz güzelliklerinizi hiçbir estetik cerrah baştan yaratamaz. Estetikle bambaşka bir kadın olabilirsiniz fakat kendiniz olarak mutlu olabilmek her şeyden daha önemli. Unutmayın doğallık en dikkate değer güzelliğinizdir.